Popüler Yayınlar

2 Ocak 2015 Cuma

Divan Edebiyatı Şairlerinden Kayha Semih'in rücu şiiri


Memleketin en zenginlerinden Hanlar,hamamlar sahibi Halil bey’in karısı birde kızı varmış. Her yaz onları orman içinde saray gibi evi olan çiftliğine gönderir, onların köy hayatı yaşayıp streslerini atmalarınıistermiş. Eşi ve kızı da çiftliğe gidecekleri zamanı iple çeker her yıl bir ay çiftlikte kalırlarmış. Çiftlik hayatı ve Kahya Semih onların en güzel eğlencesiymiş. Kahya düzgün fizikli,görgülü, bilgili aynı zamanda çokta iyi birşairmiş. Onlara izzet ikram haricinde, at’a binmeyi,ok atmayı, yüzmeyi, dağa tırmanışı öğretirmiş. Halil Bey de piyasada pek çok kitapları olan ve tanınan bir şair olduklarından Semihle çok iyi anlaşırlarmış. Öyle ki her yaz karşılıklıbirbirlerine şiir yazar,hali ahvali dizeler halinde birbirlerine anlatırlarmış. Halil Bey’in bu yaz aklına bir kitapta okuduğu şiir ve hikayesi gelmiş. Sonra kağıdı ve kalemi alarak Kahya Semih’e bir mektup yazmış.

“Sevgili Kahyam, Sümbülzade Vehbi’yi duymuşsundur, hece ve aruz vezniyle yazdığı şiirlerle tanınır. Vehbi divan edebiyatı türlerinden RÜCÜ şiirleriyle ayrı bir ün yapmıştır. Rücü mesajın ilk satırda tahmin edilenden çok farklı olduğunu ikinci satırda anlatan bir sanat türüdür. Rivayete göre padişahın ''bana öyle bir beyit söyle ki ilk satırın sonunda cellat diye bağırırken ,ikinci satırın sonunda sana bir kese altın atayım ''emri üzerine Vehbi Efendi meşhur şiirini padişaha göndermiş ve huzurunda okumuştur.

Ey Kahya Semih ! Eşim Hülya ve Kızım Asuman'ın çiftlikte yaşadıklarını ve senin onlara izzetini Sümbülzade Vehbi Beyin yazdığı RÜCÜ tarzda yazabilirsen o çiftliği sana vereceğim yoksa seni işten kovar ve bu diyardan çok uzaklara bi çare sürerim demiş.

Kahya Semih;

-Mektubu okumuş ve verdiği cevabi mektupta tek cümle ile“Emrin başım üstüne” diyerek peşine şu dizeleri yazmış…

Karın ile kızının, bağda geçen günleri

İşte sana mektubum, okuyasın her zaman”


Bağa geldikleri gün, verdim ağızlarına

Önceden hazırlanmış, Külahlı dondurmadan


Damda gördüm onları, sokulmuş vaziyette

Arılar ısırmıştı, yapıverdim pansuman


Sıcacık önce karın, sonrada kızın verdi

Yedim yemeklerini, eyledim dua heman


Önce karına vurdum, sonra kızın istedi

Tetenos iğnesini, hastalanmadan aman


Islatmadan geçirmem, emin ol Halil bey’im

Sobanın borusunu, olsa da bana güman


Isınıp gevşeyince, önden yalayıverdim

Kara kovan balını, başımdan çıktı duman


Daracık deliğine, basınca çok bağırdı;

Arabanın motoru, dağıtmıştı şanzuman


Mutfakta sokuverdim, kafasından tutarak

Tüpleri birer birer, yerlerine pek yaman


Anne kız coşuyordu, salladıkça arkadan

Salıncak kopacaktı, bağırmasa Asuman


İşte bey’im böylece, geçirip gidiyorum

Sensiz bu günlerimi, hep bilesin Vesselam…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder